Profesyonel anlamda sporcu yetiştirmeye çalışmak bilimsel bir iş dalıdır.
Bu iş tamamen bir insanın performans potansiyelini oluşturan unsurların araştırılması ve çocuk için neyin en iyi olduğunu belirlenmeye çalışma uğraşıdır.
Bir sporcunun gelişimi planlı, sistematik ve kademeli bir süreçtir.
Genel anlamda bu süreç “Sportif aktivitelere katılan her çocuğa en iyi şansı vermek ve de yeteneği olan çocuklara yönelik başarı için en doğru
eğitim programını sağlayabilmek için ne yapılması gerekir?” sorusuna cevap aramak olarak tanımlanabilir.
İnsan gelişim aşamaları her zaman birbirini takip eden şaşmaz bir sıralama izler. Gelişimin yaş dönemleri tipiktir.
Yaş dönemleri, sadece belli davranışların gözlenebildiği yaklaşık zaman aralıklarını temsil eder.
Yani gelişimin göstergesi olgunluk ve davranıştır.
Çocuğun hangi yönde ve nasıl geliştiği davranışlarına bakılarak anlaşılabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken olgunlaşma hızı farklılıkları ve çevresel öğrenmenin bireyselliğidir.
Bu biyolojik ve çevresel koşullar kişiden kişiye değişir.
Hareket yeteneklerinin ve hareket becerilerinin kazanımı açısından her çocuk kendi zaman çizelgesinde tek başına ve eşsiz bir süreç izler.
Bu nedenle hareket gelişimini ve hareket koordinasyonlarını nasıl kazandığımızı anlama, sportif eğitimin temel amaçlarını ve hedeflerini anlamanın temelidir.
Tipik olarak gelişen çocukların gelişimsel süreçlerini bilmek; etkili bir eğitim sistemi için rehberdir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocukların durumuna müdahale, terapi ve tedavi için sağlam bir temel oluşturur.
Sınıfta, oyun alanında ve spor salonunda yetenekli çocuğun tespiti için imkan sağlar.
Oyun bahçesinden madalya kürsüsüne uzanan en uygun yolun saptanabilmesi için fiziksel, fizyolojik, biyomekanik, psikolojik,
sosyal ve çevresel eğitim ihtiyaçlarının çekirdeğini oluşturur.
Zaman içinde çocuk gelişimi ve spor eğitimi çalışmaların temeli motor gelişim çalışmalarıyla başlamıştır.
Motor kavramı, hareketi etkileyen biyolojik ve mekanik faktörleri ifade etmektedir.
Bu kavram spor bilimleri çalışmalarında önüne veya sonuna ekler alarak; Psiko-motor, duyu motor, algısal motor, motor davranış,
motor öğrenme, motor kontrol gibi sıklıkla kullanılır.
Motor gelişim süreci, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır.
Özünde hareket olan becerilerin kazanılmasını içeren doğum öncesi dönemden başlayıp ölüme kadar devam eden süreçtir.
Uzun süreli sporcu eğitiminin temellerini atmak; öncelikle motor gelişim çalışmaları antropometrik ölçümleri, kuvvet, sürat, güç,
dayanıklılık gibi performans ölçümleriyle cinsiyet farklılıklarına göre çocukların gelişimini tanımlama çalışmalarıyla başlar.
Bu çalışmalar sonucunda performansı değerlendirmek için kullanılan sağlıkla ilişkili ve performansla ilişkili standart test bataryaları ortaya çıkmıştır.
Daha sonraki süreçte motor davranışların tanımlanması ve normlaştırılmasından ziyade motor gelişim altında yatan süreçlerin araştırılması dönemi başlamıştır.
Kalıtımsal özellikler, biyolojik özellikler ve çevresel faktörler araştırılmalıdır.
Bireysel farklılıkların altında yatan biyolojik süreçlerin, dikkat, algı ve bellek gibi fonksiyonların nedenleri araştırılmalıdır.
Bu dönemde, temel motor becerilerin, öğrenme ve olgunlaşma öğelerinin sınıflandırılması ve düzenlenmesi gibi aşamalar tanımlanmıştır.
Son aşamada, gelişmekte olan sporcuların sportif eğitimi için büyüme ve olgunlaşma özelliklerini dikkate alan çalışmalar başlar.
Bu çalışmalar çok önemlidir.
Çünkü bu zamana kadar yapılan çalışmalar takvim yaşını esas olarak alıyor ve erken olgunlaşan çocuklara ve/veya aynı yıl içinde yılın ilk aylarında
doğmuş çocuklara avantaj sağlar.
Çünkü çocukluk döneminde büyüme ve olgunlaşma çok hızlı ilerleyen bir süreçtir. Yılın erken aylarında doğan bir çocuk, bilimsel olarak son aylarda
doğmuş bir çocuktan çok daha olgundur.
Ay olarak daha büyük olan çocuğun potansiyeli daha yüksekmiş gibi algılanmasına neden olur.
Aynı zamanda çocukların gelişim hızları 2 yıla kadar farklılık gösterebilir.
Bazı çocuklar çok daha erken ve hızlı olgunlaşırken bazıları da yavaş bir olgunlaşma süreci geçirebilir.
Bu da potansiyeli çok daha yüksek olan çocukların ikinci planda kalmasına neden olabilir.
Bir çok ülkenin devlet politikası olarak kullandığı, altyapısından sporcu yetiştirebilen
kulüplerin temel olarak kullandığı uzun süreli atlet gelişim modeli bu son dönem çalışmalarından sonra ortaya çıkmıştır.
İlk etapta yaş dönemlerine göre oluşturulan 4 aşamalı bir model olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Daha sonraki süreçte çalışmalar 7 aşama olarak güncellenmiş ve günümüzde de bu haliyle kullanılmaktadır.
Bu modelin temel amacı üst düzey sporcular yetiştirmek için potansiyeli olan çocuklara fırsat sağlamaktır.
Fakat genel amacı sadece potansiyeli olan çocuklara sportif eğitim sağlamak değildir.
Her yaş grubundan tüm katılımcıların bireysel özelliklerine göre optimum potansiyellerine ulaşmalarına olanak ve fırsat sağlamaktır.
Referans olarak kullanacağım bu modelin 3 temel hedefi ve 3 temel dayanağı vardır. Bunlar;
Temel hedefleri;
1. Bireyin olgunluk yaşına uygun olarak fiziksel yeterliliği geliştirmek,
2. Sportif performansı bireyin potansiyeli doğrultusunda maksimum seviyeye çıkarmak,
3. Potansiyeli olan çocukların sporcu olabilmeleri için fiziksel etkinlik düzeyini mükemmelleştirmek.
Temel dayanakları;
1. Bir bireyin büyüme ve olgunlaşma aşamalarının bilinmesi,
2. Çocukların yetişkinlik dönemine kadar fiziksel gelişimleriyle ilgili akademik ve bilimsel bilgiler,
3. Çocuk sporcularla ilgilenen eğitmenlerin akla uygun çalışmalar sonucunda “etkili şekilde işe yarayan uygulamaların ne olduğu?”
sorusuna buldukları cevaplar.
Neredeyse her seviyedeki tecrübelerim bana şunu gösterdi; En üst seviyedeki kurumlar ve kulüpler bile antrenman programı için
en iyi driller, en iyi yüklenme programları arayışı içindeler.
Fakat çocuklar için en iyi driller, en iyi çalışma yükü, en iyi dinlenme zamanı, en iyi çalışma yöntemi nedir? sorusu doğru bir sorudur.
Bu sorulara cevap verebilmek için çocukların ölçülmesi, durumlarının saptanması ve bu saptanan durumlara göre antrenman programı yazılması gerekir.
Bir yere gitmek için birinci adımı atmak, yemek yapmak için ocağın altını yakmak veya arabayı sürmek için önce çalıştırmak gibi işin doğal
bir parçası, çalışmaların planlanması için ön koşul bir süreçtir.
Anlamanız gereken şey ölçümler sadece yetenek seçimi için yapılmaz.
Yeteneği seçtikten sonra eğitmek içinde yapılır.
Ölçme ve değerlendirme spor eğitimi işinin doğal bir parçası, çalışmaları planlayabilmenin ön koşuludur.
Eğer çocuğunuzun gelişimi düzenli olarak değerlendirilmiyor, bireysel özelliklerine göre çalışmalar yapılmıyor ve grup halinde herkese aynı
çalışmalar uygulanıyorsa çok yanlış bir yoldasınız demektir.
Sporla, Sağlıkla ve Bilimle kalın.